İnsan yaşamının en hassas dönemi
bebeklik ve çocukluk dönemidir. Bu dönemde elde edilen/edilemeyen özellikler
bireyi yaşamı boyunca takip eder. Çocuklar, bu hassas dönemi çocukluklarının
tadını çıkaracakları, oyun oynayacakları ve kendilerini mutlu hissedecekleri
bir biçimde yaşamalıdırlar. Ancak, dünya genelinde bu şekilde çocukluk dönemi
geçiren ‘mutlu azınlığı’ oluşturan çocukların miktarı ve oranı oldukça
düşüktür. Azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde çocuklar çok erken yaşlardan
itibaren ailelerinin geçinebilme mücadelesine destek olmak amacıyla ücretsiz
aile işçileri olarak emeklerini kullanmaya başlamaktadırlar. Yaş biraz daha
büyüdükçe emek piyasasına girmekte ve çok uzun sürelerle ve düşük ücretlerle
çalışmak durumunda kalmaktadırlar.
Bu çalışmada, çocuk işçiliğinin
tarihsel süreçteki gelişimi, çocuk işçiliğini doğuran nedenler ve yarattığı
sorunlar Dünya ve Türkiye ölçeğinde ele alınmakta ve
değerlendirilmektedir. Çocuklar için
daha iyi bir dünya oluşturmak yetişkinlerin görevidir. Çocukların yeri
fabrikalar ve çalışma alanları değil, eğitim kurumları ve oyun alanları
olmalıdır. Bireyler, toplumlar, özel ve kamu kuruluşları ile sivil toplum
örgütleri bu amaca ulaşmak için bütün olanaklarını etkin bir biçimde
kullanmalıdırlar.